Amerika Birleşik Devletleri’nin 26 Ocak 2005 – 20 Ocak 2009 tarihleri arasında Dışişleri Bakanlığı görevini üstlenen Condoleezza Rice’ın 2003 yılında Ulusal Güvenlik Danışmanı olduğu günlerde yazdığı bir makalede “Ortadoğu’da Türkiye de dâhil 22 ülkenin sınırları değişecek” şeklinde bir ifade kullanması,o günlerde özellikle milliyetçi çevrelerde büyük tepkilere yol açmasına rağmen bu sınırların nasıl değişeceğinden kimsenin bir bilgisi yoktu. Aynı zamanda Türkiye’nin bu 22 ülkenin içinde olup olmadığını bilende pek yoktu.

Bu sınırlar Irak ve Suriye de olduğu gibi askeri operasyonlarla ülkeler işgal edilerek mi değişecek yoksa başka türlü bir yöntemi de var mı bu işin merak konusuydu ama kimse kesin bir şey diyemiyordu.

Ama işin esasına bakılacak olursa BOP “Büyük Ortadoğu Projesi” son hızıyla sinsi bir şekilde bölgede ve Türkiye de uygulamalarına devam ediliyordu.

Yazılarımda sık sık dile getirdiğim gibi önce Suriye sınırımızdaki mayınlı arazilerden mayınların temizlenmesi ile başlandı. Güya bu araziler tarım yapmak için kullanılacaktı. Hatta mayın temizleme işi 49 yıllığına bir İsrail firmasına verilmişti. Allah’tan CHP Anayasa Mahkemesine başvurdu ve anlaşma iptal edildi. Mayın temizleme işi Milli Savunma Bakanlığına verildi ve mayınları Türk Askeri temizledi.

Mayın temizleme operasyonu ile birlikte eşzamanlı olarak Suriye’de iç çatışma başladı ve 2011-2012 yıllarında Suriyeli mülteciler Türkiye’ye akın, akın gelmeğe başladı. Güneydoğu vilayetlerimizde Suriyeli Mülteciler için kamplar kurulmaya başlandı. Bu kampları ABD vatandaşı aktris Angelina Jolie’e ziyaret izni veriliyordu ama CHP’li bir Türk Milletvekilinin(Prof. Dr. Aytuğ Atıcı’nın) kampa girmesi yasaktı.

Mayın temizleme işi sadece güney sınırımızla kalmadı, AB Fonu kapsamında yapılan maddi destek ile doğuda İran ve Ermenistan sınırlarımız da temizlik yine başladı. ABD 2021 yılında Afganistan’dan ayrıldıktan sonra güya Taliban yönetimi korkusuyla Afgan Mültecileri İran üzerinden doğu sınırlarımızdan geçerek Türkiye’ye gelmeğe başladılar. Gelenlerin çoğu genç ve erkek mültecilerdi. Bir iddiaya göre Amerika’nın askeri eğitim verdiği Afganlı askerlerdi bu gelenler.

Peki, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerimizde durum böyleyken, ya batıda Ege denizinde işgal edilmiş 22 Türk adası? Eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Kurmay Albay Ümit Yalım her fırsatta bunları dile getiriyor ama yetkililerden bu konuda tek kelime ses çıkmıyor.

***

Türkiye’nin Demografik Yapı Sorunu

Demokrat Parti Genel Başkan yardımcısı Sosyal Politikalar ve Göç Uzmanı İlay Aksoy’un iddiaları Türkiye demografik yapısı açısından önümüzdeki yıllar için büyük tehlike arz ediyor.

Türk kadınlarının doğum yapma yaşı 29, 1 Suriyelilerin ise 15. Türk kadınının doğurganlık oranı 1. 92 Suriyeli kadının ise 5. 3”

Türkiye nüfusunun dengede gitmesi için 2. 11 rakamını yakalaması gerekiyor. Hâlbuki doğurganlık oranı: 1. 92 yani oldukça düşüşte. Buna mukabil Suriyeli kadınların doğurganlık oranı 5.3 oldukça fazla. Üstelik bizim kadınlarımız istatistik ortalamasına göre 29 yaşında çocuk doğurmaya başlıyor, Suriyeli kadın 15 yaşında.

Bu rakamlar da gösteriyor ki, eğer önlem alınmazsa çok kısa zamanda Suriyeli nüfusu Türk nüfusunu yakalayacak ve geçecek.

Sayın okur… Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış bu vatan topraklarının üzerinde bende söz sahibiyim diyorsan sesini yükseltmelisin. Yoksa vatanın “Sessiz İstila” ve tehdit altında bunu böyle bilesin. 

Sağlıklı kalın.