Sanat, bir toplumun bilgi birikiminin, kültürel hafızasının, inanç değerlerinin somut hale gelmesidir. Türk kültürünün en önemli öğelerinden biri de hiç şüphesiz el sanatlarıdır...

El sanatları içinde biri var ki 'patenti Türkler'e aittir' denilse yalan söylenmiş olmaz; bu sanat dalı halı dokumacılığıdır.

...anlam ve önemini büyük ölçüde kaybetmiş olsa da, bir evin ve en önemli eşyası halıdır. Zira bizim kültürümüzde halı salt bir eşya değil, bir eşyadan çok daha fazlasıdır...

Geleneksel halılar, dokundukları yere ve zamana ait kültürlerin izlerini taşıyan somut hafızalardır. Zira renkleri, dokuma teknikleri ve kullanılan motifler, dokundukları bölgenin tarihini, inancını, geleneğini ve yaşam tarzını yansıtır...

...el dokuması halılar, görsel anlatım aracı olan sanat eserleridir...

Halı, dokuyan ailenin hafızasını nesilden nesile aktaran sessiz bir tanık ve değerli bir mirastır...

Üzerindeki motifler ve dokuma biçimleri dokunduğu yer ve dokuyanlar hakkında bilgiler verdiğinden, her halı aynı zamanda bir kimlik ve aidiyet sembolüdür...

İnsanoğlunun doğaya karşı ve doğayı kendine uydurma mücadelesinin ilk ürünlerinden olan halının tarihi, neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir.

Tarihin değişik dönemlerinde yeryüzünün çeşitli bölgelerinde halı dokumacılığı yapılsa da, halıcılık Türklerin bulup geliştirdiği bir sanat dalıdır. Dünya'da bilinen ilk halıların Orta Asya'daki Türkler tarafından dokunduğu tarihi bir gerçektir. Bugün Rusya’nın Hermitage Müzesi’nde sergilenen Pazırık Halısı, Türklerin binlerce yıl öncesine uzanan halı kültürünü ve estetik anlayışını belgeleyen tarihi bir kanıttır.

...

Halı, Türklerde Orta Asya'dan beri süre gelen hayvancılığın ve hayvanlardan elde edilen yünün ısınma ihtiyacına binaen değerlendirilmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Türklerin ev olarak benimsedikleri çadırlarında kendilerini ısıtmak için dokudukları halılar, zamanla ev sıcaklığı anlayışını temsil eden nesnelere dönüşmüşler ve hatta ait oldukları evin refah seviyesinin de göstergesi haline gelmişlerdir...

Keçi kılından dokunan ve ilk dönemlerde göçebe çadırlarını soğuktan korumak için kullanılan halılar, gelişen teknolojiye bağlı olarak çadırları odalara bölmek, üzerinde ibadet etmek, gıda malzemelerini saklamak için üretilir hale gelmişlerdir. Gün geçtikçe daha da estetik bir boyut kazanan bu muhteşem eserler, günümüz evlerinin en güzel ve en değerli aksesuarlarıdırlar...

...

Yazımın başlarında özellikle el dokuması halıların görsel anlatım aracı olan sanat eserleri olduklarını söylemiştim. Gerçekten de her halının bir hikayesi vardır; tıpkı resim tablolarında olduğu gibi. Anadolu kadını duygularını renk ve desenlerle yansıtırken, dokuduğu halıya adeta kimliğini nakşeder gibidir.

...

Eskiden Anadolu'nun bazı yörelerinde çeyizin en önemli parçası halı imiş. Bu nedenle, bir kadın hamile kaldığını öğrendiği andan itibaren çocuğunun halısını dokumağa başlar, dokuduğu halıda da çocuğuna, berekete ve nazara ait desenler işlermiş.

Bunun dışında, kadınlar kendileri ve kocaları için de birer halı dokur, bu halılar öldüklerinde tabutlarının üzerine serilir ve daha sonra da camiye hediye edilirmiş.

Yine eskiden bir kızın gelin olabilmesi için kendine ait bir halı dokuması şartmış. Halısını bitiremeyen kızların evlenmelerine izin verilmezmiş...

Bir süre önce bir halı firmasının internet sayfasında şöyle bir yazıya rastlamıştım:

Otağ kurulurken önce halının serildiği günlerden, eve uygun halı aradığımız günlere geldik; halbuki ev halının etrafında kurulur...

...

Gerçekten de eskiden evlerin düzeni halının konumuna ve şekline göre şekillenirmiş. Bir başka deyişle, halı evin merkezinde bir zemin örtüsü olmanın yanında sıcaklık, misafirperverlik ve estetik anlamına da gelirdi.

...eskiden sadeliğin, paylaşımın ve birlikte vakit geçirmenin merkezinde halı varken, ne yazık ki bugün evler televizyonun, ekranların ya da mobilyaların etrafında kuruluyor. Bir başka deyişle, ne yazık ki geçmişin toplumsallık duygusunun yerini, bugün teknoloji ve bireysellik almış vaziyette...

Son söz;

Her halı, geçmişin izlerini taşıyan sırlı bir mektuptur...