Şunu hiçbir zaman akıldan çıkarmamak lâzımdır ki dünya milletleri arasında Türk Milleti kadar, hoşgörülü, alçak gönüllü, vicdan sahibi başka bir millete daha rastlayamazsınız. Bu milletin bazı hasletlerini kötüye kullanmak isteyen art niyetli kimseler, insanımızın hoşgörü ve alçak gönüllü olmalarından istifade ederek her zaman milletin bu güzel özelliklerini çıkarları için kullanmışlardır.

                Bu bahsettiğim konuları son yıllarda, geçirdiğimiz son genel ve yerel seçimlerde aşikârane gördük ve yaşadık.

                Tamam, Türk milliyetçileri ve Türk Ülkücülerinin tek partisi yoktu, MHP den ayrılan 4-5 Partinin tamamı Türk Milliyetçileri ve Ülkücülerini hepsini birden barındırmaktan uzaktı. Bunu fırsat bilen Şahsi hırslarının kurbanı olmuş, makam mevki ve dünyevi çıkarları uğruna işbirlikçiliği ve ihanet çetesi şark kurnazları ve insan bezirgânları her seçimde olduğu gibi bu son genel seçimlerde yine devreye girdi. Bunlar arasında kısa vadede başarı kazananların olduğu da söylenebilir. Bunlardan birinin isminin de çekinmeden söylemek gerekirse Sinan Ogan olduğunu sayabiliriz.

                Sinan Ogan, daha evvel MHP de siyaset yapmış, milletvekili olmuş sonrada parti disiplinine uymadığı için MHP’den ihraç edilmişti. Ogan, genel seçimlerin propaganda süresi boyunca televizyonlarda sürekli “ATA İTTİFAKI” adına Ülkücülerden oy istemiştir. Burada kabul etmek gerekir ki kendi adına başarılı da olmuştur. Ama seçimlerde tercihini herkes “MİLLET İTTİFAKI” lehine kullanacağını düşünürken o, nedense desteğini sürpriz bir şekilde  “Türk Milliyetçiliğini ayaklarımın altına alıyorum” diyen “CUMHUR İTTİFAKI” liderinin lehine kullanmıştır.

                Seçimler sonrası adının bazı akçeli işlere karıştığı söylense de, onu eğer yaptıysa Ankara’nın göbeğinde bir milyon dolarlık malikânesi, milyonlar değerinde arabası ve pis günahlarıyla baş başa bırakırken, Türk Milliyetçisi ve Ülkücülerinin bir defa daha hayal kırıklığı yaşadıklarını görmek aynı gelenekten gelen bizleri derinden yaralamıştır. Umuyorum ki bu defa elini Ülkücülerin üzerinden çeksin. Çünkü Ülkücüler kimsenin uşağı değillerdir.

                Çorum İl Başkanlığının açılış konuşmasında kendisi hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın: “Bana gelince söylemeğe bile gerek yok demişti.” Sözünün arkasından bir vatandaşın: “Niye gittin yamandın ona” sözleriyle tepki gösterdi. Bana kalırsa bu tür tepkilerle daha çok karşı karşıya kalacak ve belki de parti kurmaktan dahi vaz geçecek.

                Sinan Ogan, CHP’nin son yapılan seçimlerde kullandığı “Türkiye İttifakı” projesini başarılı görmüş olacak ki, partisinin adını da “Türkiye İttifakı Partisi” koymuş hayırlı olsun. Partisinin Mersin İl Başkanlığının açılışında basına verdiği demeçte: “Bugün gördük ki Altılı Masa, Türkiye'yi yönetme iktidarında değilmiş. Net bir şekilde görüyoruz ki, eğer biz Altılı Masa adayını destekleseydik ve cumhurbaşkanı seçtirseydik, Türkiye bugünlerde yeniden seçimi konuşuyor olacaktı. Türk ekonomisinde kriz olacaktı, Türkiye'de siyasal kavga giderek derinleşecekti.”

                Bu sözlerin neresinden bakarsanız bakın, tutarlı hiçbir tarafı yok. 12 Şubat 2022 yılında kurulan 6’lı Masa bir yılı aşkın süredir “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ni “Parlamenter sistem”e dönüştürmek için çalışıyordu. Seçim kazanıldıktan sonra tabii ki yeniden seçime gidilecek ve Parlamenter sisteme geçilecekti. Bunda anlaşılamayan ne var doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum.

                Ogan, Ekonomik kriz çıkardı diyor, şu anda gri listede bulunan Türk ekonomisinde krizin olmadığını kim iddia edebilir? %70-80 Seviyelerinde olan enflasyon karşısında 10,000 Lira maaş alan emekli bugün sokaklarda hak arama mücadelesinde bulunuyorsa derinleşmiş bir ekonomik krizin olmadığını kimse iddia edemez.

                “Türkiye yenden seçimi konuşuyor olacaktı” cümlesine gelince: Eğer bugün Türk siyasetinde seçim konuşulmuyorsa; bu tamamen muhalefetin acizliğinden, iktidara hazır olmayışından konuşulmuyor. Yerel seçimler neticesinde iktidar partisi çoğunluğunu kaybetmiştir, oy çokluğu itibarıyla ikinciliğe düşmüştür ve Türkiye bugün azınlık hükümetiyle yönetilmektedir.