Dün gün boyu yaşadığımız bölgede yalnız başımıza esnaf ziyaretleri yaptık, yıllar yılı bildiğimiz esnaf arkadaşlarımızı dolaştık, çaylarını içtik “yemek yiyelim” çağrılarını not aldık “bugün yemek yedik ama sözünüzü unutmayın” diye notlar aldık.

Caddelerde dolaşırken bir vatandaşımız “Siz Yüksel Ercanmısınız.?” diye soran bir vatandaşımıza “Evet” cevabını verdik, Vatandaşımız kısa süreli bir “selam-kelam” faslından sonra “Ben sizi siyasetçiden daha çok gazeteci olarak biliyorum, bugün ilk kez karşı karşıya geldik, ancak sosyal medyadan sürekli takipteyim, yıllar yılı mesleğinizi nasıl bir tarafsızlık içerisinde yaptığımıza şahidiz, siyaset yapın ancak bir gazeteci olarak yayın kuruluşlarımızda kaybetmediğiniz tarafsızlığınızı bundan sonrada koruyun biz sizi böyle seviyor seviyoruz" dedikten sonra ayrıldık.

Birkaç metre ara ile bize ilk defa “merhaba” diyen vatandaşlarımızla ayak üstü sohbet edince işin doğrusu bir taraftan aldığımız övgü dolayısı ile sevindik diğer taraftan da okuyucularımızın omuzlarımıza nasıl büyük bir sorumluluk yüklediklerinin bir kez daha farkına vardık.

Hayatımızı “Gazeteci Yüksel Ercan” yada “Siyasetçi Yüksel Ercan” şeklinde ayırmanın bize bir faydasının yada zararının olduğunu tartışmanın bir anlamı yok zira biz siyaset yaptığımız zamanlarda da gazetecilik yapıyorduk, gazetecilik yaptığımız zamanlarda da siyaset ile uğraşıyorduk.

35 yıldan fazladır aynı bölgede aynı şehirde yaşıyoruz, birkaç kez daha belirttiğimiz gibi evimize ekmeğimizi gazetecilik mesleğinden kazandığımız para ile götürüyoruz, gazetecilik mesleği dolayısı ile sürekli “işveren” tarafında olduğumuz için çok sayıda meslektaşımız ile birlikte mesai yaptığımızı bizimde bu meslekten emekli olduğumuzu bizi tanıyan hemen herkes zaten biliyor.

Gazetecilik devam ediyor, Siyasette devam ediyor ancak hepimiz biliriz ki siyaset meslek değildir, siyasette nerede olacağımız ile ilgili kararı kendimiz değil önce mensubu olduğumuz siyasi parti sonrada seçmen karar veriyor.

Bu durumu çok iyi bilen birisi olarak biz sonuna kadar fikirlerine, dünya görüşlerine katılmadığımız siyasi partilerin temsilcilerine karşı asla ön yargılı davranmadık,

Siyasetçinin bu memlekete hizmet için yola çıktığı gerçeğini asla unutmadık.

Siyaset bugün kelimenin tam anlamı ile ortadan ikiye bölünmüş durumda,

Ankara’da siyaset yapanların uygulamaya koydukları gerginlik politikası maalesef yerelde de ister istemez kendisini belli etmeye, dolayısı ile ayrışmaya başladı.

Ancak çeyrek asırdan fazladır tanıdığımız dostlarımız ile siyaset yüzünden ayrışmaya, tartışmaya hele hele kavga etmeye asla niyetimiz yok zira biliyoruz ki siyaset gidiyor geriye yine var olan dostluklar kalıyor.

Siyaset bizim için olmazsa olmaz değil,

Gazetecilik zaten başlı başına insanlığa en büyük hizmeti veren kurumların başında geliyor, ancak gönül verdiğimiz, dünya görüşlerini beğendiğimiz partimizin de bize vereceği görevden kaçacakta değiliz.

Lakin dostlarımızı kırmadan…