İstanbul büyükşehir belediyesi iştiraklerinden İSTAÇ geçtiğimiz günlerde denizlerde yaptığı temizlik sonrasında denizden çıkan eşyaları kamuoyu ile paylaştı.

Denizden başta Televizyon, Çamaşır makinası ve araba lastiği olmak üzere insanı hayrete düşürecek noktada eşyalar çıkınca işin doğrusu bizde “ancak bu kadar olur” demekten kendimizi alamadık.

İnsanımızın kamuya ait yerlerin temizliği il ilgili “aman çevremiz temiz kalsın” şeklinde bir anlayışa sahip olmadığını hemen hepimiz öteden beri biliyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda gerçekleşen bir dünya kupası futbol müsabakasında Japon seyircilerin karşılaşma sonrasında ellerindeki temizlik malzemeleri ile tribünleri temizlediklerini görünce “dünya nerede biz nerede” söylemini bir kez daha tekrarladığımızı hatırlıyoruz.

Bizim vatandaşımız öteberi kendi evinin temizliğine gösterdiği hassasiyeti asa ama asla çevreye yada kamuya ait yerlere göstermez.

Kamuya ait alanlarda yapılan piknik sonrasındaki çöp yığınlarını hepimizi biliyoruz, görüyoruz.

Trafikte seyrederken aracının camını açıp soda şişesi,meyve suyu ambalajı olmak üzere bilinen bilinmeyen tüm atıkları yola saçan büyük bir kitle var.

Bunlara artık ülke olarak hepimiz alışık durumdayız.

Sahillerde yedikleri mısırın koçanını denize atan büyük bir kitle var.

Çekirdek ve diğer kabuklu kuruyemiş atıklarını da fütursuzca denize atanlar çoğunlukta.

Peki denize televizyon, çamaşır makinası, oto lastiği atanlara ne demeli?

İlgili belediye haber edilse zaten ekip gelip bunları alıyor.

Hemde ücretsiz.

Tamamen bilgisizliğe yada kötü niyete dayalı bu durum ile ilgili kim hangi önlemi alırsa alsın bir işe yaramıyor.

Ülkemizde gerçekleşen orman yangınlarının içimizi nasıl yaktığını biliyoruz.

Yöneticiler “Hava çok sıcak bu havada lütfen mangal yapmayın, aracınız ile trafikte seyrederken içtiğiniz sigara izmaritini camdan dışarıya atmayın” şeklinde nerede ise her saniyede uyarı yapılır.

Ancak bu ikazlara uyan olmadığı ortada.

Yurdum insanı bir şekilde mangalı yapacak.

Yaptıktan sonra da ateşi döndürmeden çıkıp gidecek.

Sonrası malum.

Deniden çıkan televizyonları, çamaşır makinalarını ve oto lastiklerini görünce.

Bunları denize atan zihniyet ne ise ormanları yakan zihniyette aynıdır” diye düşündük.

İlkokula başladığımız yıllarda öğretmenimiz elimize içerisinde yazıların bulunduğu fişler verirdi.

Ali topu tut”

“Ali eve git” vs. vs.yazan fişler.

Keşke bunların yerine

“Ali ormanı yakma”

“Ali yerleri kirletme”

“Ali denizlere çöp dahil, Televizyon, çamaşır makinası - oto lastiği atma” yazan fişler verilse.

Belki bilinçaltı oluşur.

Ağaç yaş iken eğilir” ifadesi daha ilk okulda iken beynimizi kazınır.

Başka türlü bu cehaletten, bu aymazlıktan kurtulacağımız yok.

Denize Televizyon,çamaşır makinası,Oto lastiği atmak nedir yahu?