Hatırlayan okuyucularımız çoğunluktadır.
Türkiye 12 Eylül 1980 sabahına Kenan Evren’in başında bulunduğu “Beşli Cunta”nın demokrasiyi askıya aldığı ihtilal ile uyandı.
Tekrar demokrasiye geçiş yılı olan 1983 yılına kadar yaşananlar özellikle bizim yaş grubunuzdakiler tarafından çok net bir şekilde hatırlanacaktır.
1983 yılında demokrasiye geçişte beşli cuntanın başındaki Kenan Evren çıktığı yurt gezilerinde “Oylarınızı Turgut Sunalp’ın başında bulunduğu Milliyetçi Demokrasi partisine verin” şeklinde yönlendirme yaptıysa da seçmen Turgut Özal’ın genel başkanlığındaki Anavatan Partisini iktidara getirdi.
Bizim yaş grubumuzda olanlar yada biraz daha büyük olanlar hatırlayacaklardır.
O günlerde Türkiye’nin önünde dört temel problem bulunuyordu.
1.Terör
2. Yüksek enflasyon
3.Yüksek Faiz.
4.Geçim sıkıntısı
Turgut Özal yukarıda da belirttiğimiz gibi 1983 yılında iktidara geldi.
Şimdi hesaplıyoruz tamı tamına 42 yıl geçmiş.
Yani Turgut Özal’ın iktidara geldiği gün doğan bir çocuk bugün 42 yaşında.
Aradan geçen 42 yılda nerede ise tüm dünya görüşleri ama az ama çok iktidara geldi.
Kimisi çok kaldı kimisi.
Partilerin bir kısmı tek başına bir kısmı da koalisyon olarak iş başında bulundular.
Bugün tarih 2025 yılının temmuz ayı
Az bir miktar ülke sorunlarına kafa yoran partili yada partisiz bir vatandaşı yoldan çevirip “Size göre Türkiye’nin en önemli 4 problemi nedir?” diye sorsanız yüzde yüz alacağınız cevap 42 yıl önce olduğu şekildedir.
1.Terör
2. Yüksek enflasyon
3.Yüksek Faiz.
4.Geçim sıkıntısı
Aradan bunca yıl geçmesine rağmen problemlerin aynı yerde durması hatta o zamanlara göre daha da fazlalaşması tam bir sosyolojik araştırma konusu.
Bugünlerde daha doğrusu geçtiğimiz aylarda MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli’nin başlattığı “Terörsüz Türkiye” süreci baş döndürücü bir şekilde devam ediyor.
Süreç öylesine hızlı bir şekilde devam ediyor ki arkasından yetişebilene aşk olsun.
“Terörsüz Türkiye” ifadesi elbette ki sihirli bir söylem.
Ağzınızı açsanız, konu ile ilgili birkaç olumsuz ifade kullansanız karşınızdakinden alacağınız cevap “Sen Terörüz Türkiye istemiyormusun?” oluyor.
Dediğimiz gibi süreç baş döndürücü bir hızla ilerlemeye devam ediyor.
1983 yılında Eruh’ta ilk kalkışmayı yapan PKK terör örgütü önceki gün sembolik olarak silahları bir kazana attı, silahların plastik ve ağaç aksamları yandı, kalanlar kaldırıldı.
PKK terör örgütü şimdi “Biz bize düşen görevi yerine getirdik, silahları yaktık, örgütü fesh ettik, şimdi sıra Türkiye Cumhuriyeti devletinde” diyerek beklemeye geçti.
Terör örgütü şimdi kendilerini suçsuz kılacak, dokunulmaz yapacak kanunların TBMM’den bir an önce çıkartılmasını bekliyor.
Bu zamana kadar kapalı kapılar arkasında yapılan çalışmalar an itibarı ile TBMM’de yani tüm kamuoyunun gözü önünde yapılacak.
İşin bir tarafında
AK Parti-DEM –MHP var
Bu üç partinin bir arada olması sorunu çözecek diye düşünülüyor.
Yetip yetmeyeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Türkiye bu günlerde hiç olmadığı kadar tam bir yol ayırımına gelmiş bulunuyor.
Terörün bitmesi hepimizin ortak talebi.
Ancak yukarıda da belirttiğimiz 42 yıldır karşı karşıya kaldığımız ekonomik sorunlar var.
Bekleyip sürecin nasıl tamamlanacağını göreceğiz.
Elimizden başka bir şey gelmiyor zira..