Neresinden tutsak elimizde kalıyor. Bu anayasa meselesi böyle bir mesele haline geldi. Aylardır “Terörsüz Türkiye”söylemi ile devam eden bu süreçte neler gördük neler. Önce birdenbire terörist ile masaya oturulur mu? Sözünün yerini “Gelsin mecliste konuşsun” aldı. Ardından Narkoterör örgütünün idam cezası müebbet hapis cezasına çevrilmiş başı ile görüşmeler başladı. Bu bebek katili hükümlü olmasına rağmen video ile basın toplantısı yaptı, ardından bir mağaradan ki, o mağaranın da anlamı olduğunu yazmıştık otuz kadar terörist eski model silahlarını bir potada yakarak silah bırakma tiyatrosunu seyrettirdiler bize. Hoş bu son sahnenin de anlamı vardı onu da yazdık.
Bu tiyatro ile başlayan cambaza bak gösterisi artık yeni bir sürece giriyor. Anayasa değiştirme yetkisi olmayan sadece anayasanın bazı maddelerini değiştirme hakkı olan meclisimiz yetkisi olmadan anayasanın değiştirilemez ilk dört maddesi de dahil değişiklik yapmayı planlayarak anayasa ve hukuku askıya alıyor, kanun teklifi ile kurulması gereken komisyonyerine meclis başkanı yetkisini aşarak hiçbir yatkisi olmayan bir komisyon kuruyor. Bu komisyon üye sayıları sonrasında zaten AKP, MHP, Dem’in yeter oyu var iken Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu partisi olduğunu söyleyen YeniCHP“Nitelikli Çoğunluk” yani beşte üç çoğunluk aldatmasının kabulü halinde komisyona katılacağını belirtiyor. Yani tiyatro devam ediyor.
Bu planlanan değişikliklerde amaç aslında Lozan’datanımlanmış olan azınlıklar konusunda arkadan dolaşıp Birleşmiş Milletler yolu yeni bir azınlık tanımı yaptırmak ve Üniter Türkiye’yi federasyonlara parçalamak. Sevr’i yeniden dayatmak. AKP’nin buna ön ayak olmasının sebebi Sayın Erdoğan’ın seçilme ve iktidarı koruma arzusu, bunuanlayabiliyoruz, MHP’yi zatan anlamaya çalışmayı bir süredir bıraktık ama CHP’yi anlamakta zorlanıyoruz. Bu gidişe destek vererek CHP tarih sayfasından silinmeyi göze alıyor, yazık.
Anayasadan Türklük tanımını kaldırmak, dil, başkent, bayrak konusunda spekülasyon yaratmak çok tehlikeli bir yoldur. Bu yolun sonunda ayrılıkçıların başta olmak üzere Anadolu barışının zarar göreceğini herkesin bilmesi lazımdır.Zemini olmayan yapay milletler yaratma sevdasının sonu hep hüsran olmuştur. Tarih bu yapay devletlerin nasıl yok olduğunu gösteren örnekler ile doludur. Küçük menfaatler için bu gidişe engel olmamanın da vebali büyüktür. Bu bulanık sularda çakallara izin verip kurtları tasmalayarak zor bir sürece girdiğimizi görüyoruz. Unutulmaması gereken kurt eğer tasmalarından boşalırsa nelerin olacağıdır.
Bu günler elbet geçecek, Türk vatanında huzur ile yaşanacak günler mutlaka gelecek. Bilinmesi gereken o günler geldiğinde bugün güçlü olduğunu düşünenlerin nerede olacaklarını hayal edebilmeleridir. Tarih vatanına ihanet edenlerin sonu ile ilgili çok acı hikayeler ile doludur.Tarihe nasıl yazılacağınız sizin tercihleriniz ile ilgilidir.