İnsanoğlu, acziyetle yoğrulmuş bir varlıktır. Elini uzatır bazen bir dosta, bazen bir lokmaya, bazense sadece bir duaya… Fakat her uzanış, bir ihtiyacın itirafıdır. Ve bazı ihtiyaçlar vardır ki insanın omurgasını eğdirir, yüreğini kemirir. İşte tam da bu yüzden, Rabbim:
Beni kimseye muhtaç eyleme!
Bir lokma ekmeğe muhtaç olmak değildir korkum yahut bir yudum suya. Asıl korkum; bir tebessümü dilenir hâle gelmek, bir sıcak söze ihtiyaç duymak, yüreğimdeki yükü anlatacak bir omuz aramak zorunda kalmaktır. Zira bilirim ki her omuz sağlam değildir, her yürek merhametle atmaz.
Ne el uzatabileyim kırılmadan, ne de gözlerimde aramasınlar bir düşkünlüğü. Kendime yetebileyim; kalbim daralsa da, duvarlar üzerime yıkılsa da içten içe güç bulayım. Çünkü insan, muhtaç oldukça küçülür gözlerde. Hele ki merhametsiz kalplerin önünde kırıntı gibi savrulur gururu...
Yalnızlıkla imtihan et beni ama zilletle değil. Sessizlik ver ama dilencilik değil. Paylaşmak istediklerimi ben seçeyim, mecbur olduklarımı değil. Birine dayanmak değil muradım; kendi dizimde oturabilmek huzurla. İşte bu yüzden, her secdemde, her iç geçirişimde tek bir niyaz yükseliyor dudaklarımdan:
Allah’ım, beni kimseye muhtaç eyleme.
Zenginlikten kastım para değil, gönül zenginliği… Çünkü gördüm ki cüzdanı dolu olan nice insan bir selamı eksik bırakıyor. Ve yüreği yoksul olanlar, başkasının acısına sırt çeviriyor. Benim zenginliğim; bir lokmayı bölüşecek kadar tok gönüllü olmakta gizli. Ama buna rağmen, kimseye el açmak zorunda kalmayayım. Çünkü el açınca yürek kapanıyor bazen. O da en ağır yoksulluk…
Gün geliyor, bir söz yetiyor insanı ayakta tutmaya; bir omuz, her şey oluyor. Ama ne zaman ki bu omuzlar bir zorunluluğa, bu sözler bir sadakaya dönüşüyor… İşte o zaman insan, kendinden bile utanıyor.
Bir gülüşü satın almak zorunda kalmayayım...
Bir dostluğu hatırla yaşatmayayım...
Bir vefayı, geçmişin kefesiyle tartmayayım...
Yoluma diken düşsün, razıyım. Ama dilenecek bir merhamet bırakma ardıma. Ne kalbimi ne kalemimi, başkasının bağışladığı duygularla doldurmayayım. Acımı bile sahiplenebileyim, sevincimi de... Ama en çok da yalnızlığımı taşıyabileyim sessizce...
Ve yine diyorum:
Rabbim, beni kimseye muhtaç eyleme. Ne kalbimde, ne karnımda, ne sözümde… Ne sevgide, ne ekmekte… Beni yalnız Sana muhtaç eyle...
"Rızkı veren Hüda'dır Kula minnet eylemem" (Aşık Nesimi Baba)