Bir hekim olarak sağlıkla ilgili sorunları önceki iki bölümde anlatmaya çalışmıştık.

Bu problemlerin çözümü için önerilerimizi son bölümlere bırakmıştık.

Bu yazımızda Türkiye’de sağlık hizmetinin geliştirilmesi ve yenilenmesi konusunda fikirlerimizi anlatmaya başlayalım.

Aile hekimliği hizmetleri sözleşmeli aile hekimliği hizmeti sona erdirilip bu hizmetler devlet tarafından ve ücretsiz verilmelidir.

Bu değişikliğin temel sebebi aile hekimlerine yapılan ödemeler birkaç kalemde olmaktadır.

Aşılama, ana çocuk sağlığı gibi koruyucu sağlık hizmetini vermeyip sadece odasında hasta bakan hekim ile sahada bu hizmeti veren hekimin aldığı ücret aynıdır.

Sahada bulunmak maliyetlidir, ebe, hemşire, sağlık memuru gibi personele ihtiyaç duyar.

Bu nedenle bu hizmetlerin devlet tarafından verilmesi halk sağlığının korunması amaçlı ile zorunludur.

Yardımcı sağlık personeli eğitimi özel üniversitelerden alınmalı, eğitim lise düzeyinde başlatılmalı, lise eğitimini bitirenler bir sonraki sene akademik eğitimlerine başlamalıdır.

Akademik eğitim sırasında devlet ve üniversite hastanesinde devlet adına istihdam edilmeli ve pratisyen sağlık çalışanı olarak görev yapmaları sağlanmalıdır.

Lisans eğitimini bitirenler uzman sağlık çalışanı olacaktır.

Bu değişimin sebebi lisans düzeyinde yetersiz pratik yapılabildiği, öğretim üyesinin yetersizliği nedeniyle özel üniversitelerdeki eğitimin yetersizliğidir.

Bu yetersiz eğitim nedeniyle Tıbbi hata oranı yüksektir, lisans düzeyindeki eğitim hemşirelik ve ebelik için hem teorik hemde pratik olarak da yetersizdir.

Bu nedenle düzenleme şarttır.

Özel üniversitelere ait tıp fakülteleri hızla denetlenmelidir.

Öğretim üyesi, laboratuvar, yapılan eğitim pratikleri açısından belirli bir standartın altında kalanlar devletin belirlediği üniversiteler ile birleştirilerek eğitimde standardizasyon sağlanmalıdır.

Birçok özel üniversitenin öğretim üyesi yetersizdir, eğitim araştırma hastanelerinde öğrencilerin pratik yapma şansları neredeyse imkansızdır, laboratuvar yetersizlikleri vardır bu yetiştirilen hekim kalitesini çok düşürmektedir.

Tüm sağlık kurumlarında yöneticilerin Türk soylu, Türk vatandaşı olması zorunluluğu getirilmelidir.

Türk soylu olmayanların görevlendirilmesi bakanlık onayına bağlı olmalı ve ilgili kurumda çalışan tüm personelin %1 inden fazlasını geçmemelidir.

Sağlık hizmet sunumu ve kalitesi ulusal kimlik ile ilişkilidir. Bu nedenle sağlık yöneticilerinin Türk Milletinden çıkması zorunluluktur.

Çevre sağlığı, gıda sağlığı, hava kalitesi, su sağlığı ile ilgili tüm çalışmalar sağlık bakanlığı tarafından denetlenip yürütülmelidir.

Bu konuda üretim yapılan tesisi iş yeri hekimi ve fabrikalara teknisyen görevlendirmeleri, ücreti kurumun sağlık bakanlığı tarafından kurulacak “Çevre Kurumuna” ödenmesi sonrasında sağlık bakanlığı tarafından elektronik olarak atama yolu ile yapılmalı, yani bu riskleri takip edecek çalışanın patronu devlet olmalıdır.

İş yeri hekimleri aynı şekilde “İş yeri hekimliği kurumu” tarafından elektronik olarak görevlendirilmeli, denetimleri sağlık bakanlığı tarafından yapılmalıdır. İş yeri hekimi çalıştıran tüm kuruluşlar çalışan işçi sayılarına göre belirlenen ücreti bu kurum hesabına yatırarak hizmet almalıdır.

Yap işlet devlet modeli ile çalışan tüm şehir hastaneleri devletleştirilmeli, ilde tıp fakültesi yok ise ya da yetersiz ise bu kurumlar bir üniversite ve tıp fakültesi haline getirilmelidir.

Tüm bu hastanelerin satın alma süreçlerinde halk bilgilendirilmeli bu süreçlerdeki komisyonlarda ilgili meslek odalarından sendikalardan ve tüketici derneklerinden yetkililerin katılımı sağlanmalıdır.

Hastane başhekimleri hastanede çalışan hekimler, tarafından seçilmeli, atamaları sağlık bakanlığı tarafından yapılmalı, sicil amirleri sırası buna göre belirlenmelidir. Böylece siyasi baskı en aza indirilmeye çalışılacaktır.

Öncelik devlet kurumlarında olmak üzere acil durumlar için 8 saat rutin hastalıklar için 7 günden uzun randevu verilmesi söz konusu ise bu hastalar başka hastanelere (özel hastanelerde dahil) transport edilmeli, bu hastalara ait ödemeler ilgili hastane tarafından yapılmalı.

Bu sevklerinin miktarı belirli bir oranı geçerse ilgili hastane yeniden değerlendirilmeli ve sorunlar çözülmelidir.

Tüm yoğun bakımlar bir genel müdürlük tarafından yönetilmelidir. Yoğun bakıma yatırılan hastalar 24 saat içerisinde illerde yetkilendirilmiş bir ekip tarafından ziyaret edilmeli, yoğun bakım gerekliliği, derecesi veri tabanına kaydedilmeli, 1. Basamak için 7 günde bir 2. Basamak için 3 günde bir ve 3. Basamak için günlük olarak bu hastalar veri tabanından ve eğer gerekli ise bizzat yerinde görülerek değerlendirilmelidir.

Hangi hastanın hangi hastanede yatacağı yapay zekâ ile yetkilendirilmiş bir sevk hekimi ekibince yapılmalı, tüm kayıtlar sesli görüntülü olarak veri tabanına kaydedilmelidir.

Tüm gebeler sağlık ocakları tarafından takip edilmeli, tüm doğumlar hastanelerde yapılmalı, normal doğumlar hem maddi olarak özendirilmeli hemde yasal olarak normal doğum sırasında oluşacak problemlerde dava sağlık bakanlığına açılarak hekimler korunmalıdır.

Tüm doğumları normal yoldan olan çalışanlara fazladan 3 ay daha doğum sonrası izin verilmelidir.