Geçtiğimiz Pazar günü yapılan Fenerbahçe’nin genel kurulunda kazanmasına yüzde yüz bakılan mevcut başkan Ali Koç’un kaybetmesi karşısındaki aday olan Sadettin Saran’ın çok az bir oy farkı ile de olsa kazanması bir anda hemen herkes için sihirli bir söylem olan “ değişim” ifadesini yeniden gündeme getirdi.

Bilindiği gibi demokrasilerde değişimi belirleyen tek ve ana unsur sandıktır, Sandığın dışında var olan tüm arayışları da kendisini demokrat olan herkes tarafından “Siyasete müdahale” olarak değerlendirilir.

Siyasetin içerisinde bulunan hemen herkes bilir ki uzun süreli iktidarlarda yozlaşma kaçınılmazdır, İki dönemden daha fazla süren iktidarlarda liderin etrafını çevreleyen bir grup olduğundan çemberin dışında kalanların söz konusu ekibe dahil olması da nerede ise imkansızdır.

Bizim siyasetçimiz şu sıralarda Türkiye için en gerekli olan yönetimin “Başkanlık sistemi” olduğunu iddia eder bunun içinde ABD’yi örnek gösterirler.

Söz konusu ekip içerisinde ABD’yi ve oradaki yönetim modelini çok iyi bilen ve analiz eden siyasetçiler elbette ki var.

Onlarda bilirler ki isterseniz ağzınızla kuş tutun ABD’de iktidarda kalma süreniz sadece iki dönemdir.

ABD’de iki dönem başkanlık yapan bir siyasetçi isterse yaklaşık 340 milyon vatandaşı lükse paraya boğsun ona üçüncü dönemi asla vermezler.

Bizimde uzun yıllardır dahil olmak istediğimiz AB ülkelerinde ise zaten seçim kaybeden lider bilemediniz bir saat sonra “ben seçmenden gelen mesajı aldım” diyerek başında bulunduğu siyasi partinin genel başkanlığından istifa eder.

Peki nerede var nerede ise ömür boyu süren iktidarlar?

Hemen bizim yanı başımızdaki Ortadoğu ülkelerinde var.

Başta İngiltere ve ABD olmak üzere var olan tüm emperyalist ülkelerin güdümünde bulunan Ortadoğu ülkelerinde bir şekilde iktidara gelen kral ancak öldüğünde koltuktan gidiyor onun yerine de varsa oğlu yoksa yeğeni vs. ülkeyi yönetmeye devam ediyor.

Uzun süreli iktidarlar Afrika ülkelerinde var.

Rusya’da var.

Bazı Güney Amerika ülkelerinde var.

Sovyet Rusya’nın dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan bazı Orta Asya ülkelerinde var.

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.

Burada mesele bir kere iktidara gelen siyasetçinin işini çok iyi yapması da değil.

İktidardaki siyasi parti liderinin sandıktan çok büyük oy oranı ile çıkması da değil.

Toplum sürekli değişim istiyor.

Bu yeni bir durumda değil.

Türkiye’de 81 il 900 civarında da ilçe belediye başkanı var.

Araştırın bakın.

Nerede ise 30 yıldır 35 yıldır iş başında bulunan belediye başkanları var.

Bilemediniz ikinci dönemden sonra belediye başkanları ister istemez etrafını daraltıyor.

Belediyeyi kendisine göre güvendiği bir ekibe bırakıyor.

Sonra ara ki başkanı bulasın.

Tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de tüm noktalarda olduğu gibi sosyal hayatta ve siyasette de anlayış değişiyor.

Geldiği noktada çakılı kalan siyasetçi istemiyor.

Seçmen sürekli bir değişim arzusu içerisinde.

31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimde seçmen anlatmaya çalıştığımız değişimi gerçekleştirdi.

Söz konusu değişimim genel iktidarda nasıl yaşanacağını öğrenmek için önümüze sandığın gelmesi lazım.

Başarılı olan kalacak başarısız gidecek.

Türkiye’nin en zengin insanlarından birisi olan Ali Koç’a bile artık tahammül kalmayınca Koç koltuğu kaybetti.

Değişim iyidir.

Değişimden korkmamak lazım.