2025 yılı sonbaharında, ilk hamsiyi yemek nasip oldu.
Allah’a Hamd olsun.
Biz Karadenizlilerin en kutsal yemeğidir, hamsi.
Hamsi yemeden geçen yıl boşa geçmiştir.
Hamsinin girmediği eve dert girermiş.
Bir Karadenizliye hamsi dediğinizde akan sular durur.
Karadenizli için hamsi kutsal bir varlıktır.
O bir balık değildir.
Balık başkadır, Hamsi bambaşkadır.
Hamamizade İhsan Bey, 1928 yılında yazdığı "Hamsiname" isimli eserde hamsi yemeğinin Lokman Hekim gibi dertlere derman olduğunu yazar.
“İşte tamam oldu hamsi taamı,
Doktor nedir ki Lokman mübarek”
Salim adında bir halk şairi “Hamsi Koşması” eserinde Hamsiye özlemini anlatır.
“Kuyruğun tutarım merd oğlu merdim
Olsa da bir batman pişirip yerdim
Çok yiyip içince artarsa derdim
Olursun derdime dermanım hamsi”
Hamsiyi nasıl pişirip yemek yaparsan yap hepsi lezzetli olur.
Mübarek hamsiyi patatesli, soğanlı, maydanozlu tepside yaparsan "Hamsi Ekşilisi" olur.
Hamsiyi mısır unu, maydanoz, soğan ile yoğurup köfte gibi yapınca, "Hamsi Kuşu" olur.
Hamsiyi mısır ununa bulayıp, tavaya dizip, yağda kızartırsan, "Hamsi Tavası" olur.
Hamsiyi tuzlayarak ızgaraya dizersen, "Hamsi Izgara" olur.
Hamsiyi mısır unu, soğan, maydanoz ile karıştırıp ince, omlet şekilde tavada kızartırsan, "Hamsi Kayganası" olur.
Hamsiyi bir sıra soğanın üstüne dizerek içine su ve yağ koyup pişirirsen, "Hamsi Buğlaması" olur.
Hamsiyi tencere kenarına dizerek içine pirinç koyup pişirince, "Hamsi Pilavı" olur.
Hamsiyi tuzlayarak kavanoza koyarsan, "Hamsi Tuzlusu(turşu)" olur.
Hamsiyi mısır unu ile yoğurup, fırına verince "Hamsili Ekmek" olur.
U şeklindeki kiremitin içine kara lahana serip hamsileri dizerek fırına verince, "Kiremitte Hamsi" olur.
Hamsinin en kötü yanı ise kokusu. Yemesi ne kadar zevkli olsa da sonra uzun süre kalan kendine has keskin kokusunu Evliya Çelebi "yılan ve çıyanlardan korunmak için tütsü" olarak anlatır.
Söz konusu hamsi olunca Karadenizlinin gözü başka bir şey görmez.
Zamanında Evliya Çelebi "Bir kere balık tellalları hamsi geldiğini duyurunca ve namaz kılan bir kişi o an namazı bırakarak ‘Namazı sonra kılabilirim fakat Hapsi (Hamsi) bulunmaz.’ diyerek, Hamsi almak için limana koşar.
Hatta camide imam ve müezzin dahi namazı bozup limana koşar." diye anlatır.
Trabzon doğumlu (Yanı Trabzonlu) olan Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman hamsi sevgisini kılıcında hamsi motifinde göstermiştir.
Trabzonlu türkücü Fuat Saka "Hamsiye" türküsünde Hamsinin küçük olduğuna bakılmamasını, soyunun kalabalık olduğunu anlatmıştır.
Özetle hamsinin soyunu aşağıdaki gibidir sıralamıştır.
"Ablasi Barbundur.
Ağbisi vuran baluk,
Anasi Tirsi,
Bubasi da Kefaldur.
Teyzesi Mezgit,
Eniştesi İstavrit,
Görümcesi Mercan ile Karagöz,
Dayısı Torik,
Kaynanası Kofana,
Kaynatası Orkinos
Yunus anneannesi,
Uskumru kuması
Dedesi Mersin,
Ton büyükbabası,
Alabaluk dereden akrabası,
Hamsının azmanı Balina,
Suda havlayanı Köpek balığı,
Vuranı çekiç balığı
Bıçak taşıyanı Kılıç balığı"
İşte böyle. Bizim için Trabzon, 61 plaka, mısır ekmeği, ekşi mayalı ekmek, kuymak vb gibi hamsi de çok önemlidir.
Hamsisiz bir yıl mı?
Tövbe, tövbe.