Bazı yollar vardır, varmak için değil… özlemek için yürünür. İşte benim yollarım da öyle; ne yana dönsem, hangi sokağa girsem, hangi dağa selam versem… hepsinin sonunda sen varsın. Yüreğimin pusulası hep seni gösteriyor ama ne yazık ki adımlarım varamıyor sana. Çünkü yollarım hasrete bağlandı…
Gidişinle bir şeyler eksildi benden. Bir sabah uyandım ve anladım ki, yokluğun öyle sessiz ki, içimde çığlık atıyor. Adını anmak yetmiyor, yüzünü hayal etmek yaramı kapatmıyor. Her geçen gün biraz daha çoğalıyorsun içimde, ama ellerim boş… kalbim ise dolu dolu bir özlemle yanıyor.
Zamanla geçer dediler… ama unuttular, bazı yaralar zamanla büyür. Bazı ayrılıklar, alışmakla değil, alışamamakla derinleşir. Ben sana alışamadım. Sensizliğe hiç uyum sağlayamadım. Geceler boyu adını sayıklarken, yolların neden bu kadar uzun olduğunu düşündüm. Meğer mesafe değilmiş mesele; hasretmiş asıl uzatan…
Bazı geceler var, sabahı olmayan…
Bazı duygular var, kelimeye sığmayan…
İşte ben, gecenin en sessiz anında sana bağlanıyorum. Adını içimden değil, yüreğimin en derin yerinden fısıldıyorum. Çünkü seni sevmek, sadece birine âşık olmak değildi… Seni sevmek, bir hayalin içini gerçek gibi yaşatmaktı.
Zaman akıp geçiyor, ama ben o ilk gün gibi oradayım. Senin gittiğin yerde ne var bilmiyorum ama, benim kaldığım yerde bir tek sen eksiksin. Ve bazen düşünüyorum: Acaba sen de bir rüzgar estiğinde benim adımı hatırlıyor musun? Bir şarkı çaldığında, bir yerden benim sesim geliyor mu sana?
Biliyor musun…
Artık kendimden bile uzaklaştım. Aynaya her bakışımda seni kaybeden o adamı görüyorum. Her geçen gün biraz daha suskunlaşıyor, biraz daha içine kapanıyor kalbim. Çünkü sesimi duyacak olan sendin… gidişinle sustu bu yürek.
Bir umutla bakıyorum yolların başına. Belki bir gün dönersin diye değil… belki bir gün seni beklemediğim an çıkıp gelirsin diye. Çünkü en büyük kavuşmalar, beklemekten vazgeçtiğin an gelir ya…
Bu yürekte sen varsın...Bu şehirde, bu sokaklarda, bu gözlerde… hep senin izlerin var. Ve ben her adımda seni arıyorum. Sanki bir gün ansızın dönecekmişsin gibi… sanki her sabah kapı çalındığında sen çıkacakmışsın gibi…
Ve şimdi…
Ben hâlâ aynı duraktayım.
Senin için duran, sana bağlanan, senden başka kimseyi görmeyen o yolda…
Ama artık yollar yürümüyor bana.
Yollar, sensizlikle örtülü.
Yollar, hasretinle mühürlü.
Ve yollar…
Artık sadece içime çıkıyor.