Türkiye 31 mart 2024 tarihinde kıran kırana geçen bir yerel seçim yaptı, aylarca süren bir propaganda dönemimden sonra kazanan kazandı kaybeden evine yada varsa işinin başına döndü.

Birkaç kez daha yine bu sütunlarda belirtmiştik bizde bir medya mensubu olarak seçim sürecinin başlaması ile birlikte hiç ara vermeden sahada olduk, seçmen talebinin neler olduğunu anlamaya çalıştık.

Normal şartlarda yerel seçim öncesi seçmen kendisinden oy istemeye gelen belediye başkan adaylarına önce” Ne gibi projeleriniz var” ile başlayan ve sonrasında da yol, kanal, park ile devam eden çok sayıda ihtiyaçları sorar duru.

Ancak hepimizin bildiği gibi 2019 yılında yapılan yerel seçimde 31 mart 2024 tarihinde gerçekleşen seçimde de hiç kimse belediye başkan adaylarına proje sormadı zira yerel seçim yine genel seçimin gölgesinde kaldı.

31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimin üzerinden beş gün geçti,

Türkiye’nin pek çok yerleşim merkezinde bir taraftan seçim kazanan başkanlar mazbatalarını aldıktan sonra devir teslim yaparlarken,

Bir taraftan “Seçimi kim kaybettirdi”

Diğer taraftan “Seçimi neden kaybettik

 şeklindeki sorulara cevap aranmaya başlandı.

Dikkat edilirse özellikle Cumhur ittifakı cenahındaki başta siyasetçiler olmak üzere o taraftaki yazar çizer ekibi “seçimi başta ekonomik olumsuzluklar ve bu olumsuzluklara bağlı olarak zor durumda kalan emekliler ve çalışanlar AK Partiye oy vermediler onların yüzünden seçim kaybettik” ile başlayan ve saatler süren tartışmalar yapılıyor.

Böyle bir durum karşısında seçimi kaybeden tarafın toplanarak sorulara cevap aradıkları bir noktada “acaba yerel seçimi genel seçim havasına sokmakla hata mı yaptık” diye düşünüp düşünmediklerini merak ediyoruz.

Hepimiz biliriz ki yerleşim merkezlerini siyasi partilerin genel başkanları yönetmezler, O yerleşim merkezinde sevilen sayılan herkes tarafından “emin kişi” olarak bilinen insanlar aday yapılarak seçmenin önüne çıkartılır.

Ancak Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan gibi karizması yüksek bir liderin başında bulunan AK Parti kabul etmek gerekir ki 2004-2009 ve 2014 genel siyaset yapıldı ve belediye başkan adayları da ellerini kollarını sallayarak Erdoğan’ın gölgesinde seçim kazandılar.

Türkiye’de 2019 yılından kısa bir süre önce başlayan ekonomik kriz o dönem bilindiği gibi başta İstanbul ve Ankara olmak üzere çok sayıda büyükşehir belediyesinin millet ittifakına mensup partiler tarafından kazanılmasını sağlamıştı.

Dikkat edilirse 31 mart 2024 tarihinde yapılan seçim öncesi durumu iyi kavrayan Ekrem İmamoğlu seçimi yerelden çok genele çekerek kendisi açısından son derece doğru bir iş yaptı ve seçimi açık ara fark ile kazanmayı bildi.

Türkiye’de bir şekilde taşların yerine oturması gerek.

Yerel seçimim yerel seçim gibi genel seçimin de genel seçim gibi yapılması gerek.

2019 yılında “Binali Yıldırım’a mı oy vereceksiniz yoksa Sisiye mi” şeklindeki propagandanın hiçbir işe yaramadığı bilinirken 2024 yılında aynı söylem ile seçim kazanmaya çalışmanın faturası son derece ağır oldu.

Başarısız olunmuş aynı yolu tekrarlayarak başarılı olmak dünyanın neresinde görülmüş ki.?