At gözlüğü, gözün değil; aklın daraltılmasıdır. Yanlara bakmayı yasaklayan görünmez bir duvardır aslında. İnsan onu taktığında dünyayı küçültür; küçülttükçe de haklı olduğunu sanır.

At gözlüğüyle yürüyen, sadece önündeki yolu bilir. Sağda bir mazlum ağlar, solda bir hak çiğnenir; ama o görmez. Çünkü görmek istemekle bakmak aynı şey değildir. Bakmak göz işidir, görmek ise vicdan.

Nice insanlar vardır; at gözlüğünü erdem zanneder. “Benim yolum doğru,” der, başka yolları inkâr eder. Oysa hakikat tek bir çizgide yürümez; bazen viraj alır, bazen geri döner, bazen de insanın kalbine uğrar. At gözlüğü takan, kalbine uğramasına izin vermez.

Ve insan, at gözlüğünü uzun süre takınca karanlığa alışır. Aydınlık gözüne batar, gerçek rahatsız eder. Doğruyu söyleyen düşman olur, yalanı onaylayan dost sayılır. Çünkü at gözlüğü, sadece görüşü değil; vicdanı da sınırlar.

Toplumlar da at gözlüğü takar bazen. Aynı cümleleri tekrar eder, aynı hataları kutsar. Farklı düşüneni ya susturur ya da dışlar. Oysa ilerleme; yanlara bakabilenlerin, sorular soranların, rahatsız edenlerin omuzlarında yükselir.

At gözlüğüyle sevgi bile eksik kalır. İnsan, sevdiğini kendi doğrularının içine hapsetmek ister. “Benim gibi düşün, benim gibi hisset,” der. Oysa sevgi özgürlük ister; farklılığı kabullenmeyi, yanlara bakabilmeyi gerektirir.

En acısı da şudur: At gözlüğü çoğu zaman korkudan takılır. Gerçeği görmek cesaret ister. Yanlış yaptığını kabul etmek, en ağır yüklerden biridir. Bu yüzden insan, yanlara bakmamak için kendini kör eder; kendi yalanına sığınır, kendi doğrularında boğulur.

Ama hayat, at gözlüğünü sevmez. Hayat sürprizlidir; beklenmeyen yerden öğretir, ummadığın anda sınar. Yanlara bakamayan, hayatın dersini kaçırır. Çünkü bazen kurtuluş, tam da görmezden geldiğin taraftadır.

Bir gün hayat durdurur insanı: Bir kayıp, bir yalnızlık, bir haksızlık… İşte o an at gözlüğü çatlar. Yanlarda kaçırılan gerçekler bir bir karşıya çıkar. Ve insan ya uyanır ya da gözlüğü daha sıkı bağlar.

Uyananlar bilir:
Gerçeği görmek can yakar ama iyileştirir.
At gözlüğünü çıkaran, yolunu uzatır belki; ama yönünü bulur.

At gözlüğüyle yaşamak kolaydır belki…
Ama insan, kolay olanı değil; doğru olanı seçtiğinde büyür.