14 Mayıs günü yaklaştıkça seçim tansiyonu da arttıkça artmaya devam ediyor. Seçim vaadleride hız kesmiyor. Hem iktidarda olanlar, hemde muhalefet yıllardır süregelen seçim vaadi yarışını sürdürüp duruyorlar. Müjde üstüne müjdeler veriliyorlar.

Bu arada vatandaşta enflasyon canavarının dişleri arasında âdete değirmen taşında ezilip una dönen buğday gibi un ufak olup duruyor.

Pazara gidenler, pazar çantaları boş olarak eve dönüyorlar, kasapların, tavukçu dükkânlarının önünden geçmeye korkuyorlar. Ücretlilerin maaşları, maaş olmaktan çıkıp, çocuğa verilen harçlığa çoktan dönüşmüş bulunmaktadır.

İktidarda olanlar ise ağzımızın tadı değişti diyerek, dana etine göre daha ucuz olan koyun etini alamadığımızı değilde, almadığımızı söylüyor. Sanki 21 yıldır ülkeyi Cumhur ittifakı değilde, Millet ittifakı yönetiyormuş gibi akılları donduran laflar ediyorlar.

Sokak ta ki vatandaş ise kendilerine “ Kılıçdaroğlu mu? Erdoğan mı? Cumhurbaşkanı olsun sorusuna mikrofona Tabi ki Reis deyip, Mikrofonsuz ortamda Kılıçdaroğlu diyerek korkularını dile getiriyorlar.

Olabildiğince toplumun gerilmesi, seçimin kıran kırana geçen normal bir cumhurbaşkanı seçimi gibi gösterilmeye çalışılıyor.

Oysa asıl gerçek olan şudur. Sn. Erdoğan diyenler bilerek veya bilmeyerek mevcut tek adam yönetimine evet diyecekler. Sn. Kılıçdaroğlu diyenler ise tek adam yönetimine hayır, demokratik, çoğulcu parlamenter sisteme tekrar dönülmesine evet diyeceklerdir.